Bakan Şimşek’in açıklamaları şöyle:
Büyüme güçlü ve ne kadar önümüzdeki dönemde yavaşlama ihtimali varsa da 2023’e ilişkin OVP’ye ilişkin paralel gidiyor. Programda yüzde 4,4’lük büyüme öngörmüştük, küresel büyüme yüzde 3. Dolayısıyla küresel büyümenin 1,5 katı hızlı büyüyor olacağız. İstihdam artışı çok güçlü. Büyümenin yeniden dengelenmesi. Burada da yeniden dengelenme başladı. Net ihracatın etkisi örneğin bir önceki çeyrekte – 4.9’du. Şimdi onun negatif etkisi azaldı, -2,6’ya düştü. İç talebin etkisi daha önce yüzde 8,8’di, 8,5’e geriledi.
“BÜYÜMENİN İKİ ANA MOTORU VAR”
Daha kaliteli büyümeyi sağlamak programın amacı. Bu çok anlamlı ve cesaret verici. Bizim OVP’nin hedefi kalite noktasında da hedeflerimizi gerçekleştirmek. İÇ talep daha ılımlı hale dönerken net ihracatın etkisinin olumluya dönmesini bekliyoruz. Böylece daha sürdürülebilir yüksek büyüme patikasına girmiş olacağız. Fiyat istikrarını sağlayarak yapacağız, enflasyonu tek haneye düşürerek yapacağız. Yüksek sürdürülebilir büyümeyi sağlayabiliriz. Verimlilik artışı doğru yatırım ve reformlarla olur. Büyümenin iki ana motoru bir taraftan verimlilik artışı bir taraftan da fiyat istikrarını sağlayacak var olan imkanları üretken imkanlara kanalize ederek verimliliğin yüksek tutulması.
“YÜKSEK SÜRDÜRÜLEBİLİR BÜYÜME PATİKASINA GİRMEYİ BAŞARACAĞIZ”
Büyümenin beklenenden yüksek çıkması olumlu, dengelenme olumlu ama bu yeterli değil. Önümüzdeki dönemde büyüme bir miktar yavaşlayacak, buna hazırlıklı olmak lazım. OVP ile yüksek sürdürülebilir büyüme patikasına girmeyi başaracağız.
OVP Eylül ayında başlatıldı. OVP’nin birkaç önemli bileşeni ve hedefi var. Birinci bileşen dezenflasyon programı. Enflasyonu önce kontrol altına alıp sonra tek haneye indirecek bir program. En önemli bileşen fiyat istikrarıdır. Enflasyonun düşürülüp tek hanede tutulmasıdır. Hedefimiz bu sene enflasyon kontrol altına almak, gelecek sene yüzde 34’e indirmek, 2025-2026’da tek haneye düşürmek. Para politikasında rasyonelleşmeye gittik. Bozulan fiyatlama davranışlarını düzeltmek için para politikasında iyileştirmeye gittik. MB burada gerekeni yapıyor. Depreme rağmen mali disiplini tesis etme çabamız var. Mali disiplin noktasındaki duruşumuz hükümetlerimiz döneminde çok güçlü. Bütçe açığının milli gelire oranı yüzde 2,4. Bu açığın deprem nedeniyle yüzde 6,4’e kadar büyümesini öngördük. Gelir performansımız çok daha güçlü. Harcamalarda da çok tutumlu davranıyoruz. İkisinin bileşeni olarak bütçe açığı OVP’de öngörülenden biraz daha düşük olabilir. Üçüncü hedef yapısal reformlar. Reformları yaparak Türkiye’nin hareket gücünü artırmak istiyoruz.
“KKM’NİN ZAMANLA BİTİRİLMESİ GEREKİYOR”
90’lı yıllara giderseniz büyümemiz çok düşük, enflasyon yüksek ve oynak. 2000’li yıllarda büyüme 90’lı yılların 2 katına çıkıyor, enflasyon tek haneye düşürülmüş ve oynaklık azaltılmış. İş alemi önünü görebiliyor. Bütçe açığını milli gelire göre yüzde 3’ün altına düşüreceğiz. Enflasyonu kontrol altına alacak büyümede dengelenme lazım. Rezervlerin güçlendirilmesi. Türkiye’nin uluslararası rezervlerini daha da güçlendireceğiz. Geniş anlamda rezervlerin vadesi bir yıldan az olan dış borçlarına oranını 1’e doğru yükseltmek. Şu an 0,84 civarındayız, bunu 1 düzeyine çıkarmak istiyoruz. Kısa vadeli borçların çok üzerine çıkarmak istiyoruz. Burada KKM’den çıkış. KKM bir koşullu yükümlülüktü devlet için. Bunun zamanla tabi ki bitirilmesi gerekiyor. Buna yönelik çalışmalarımıza başladık. KKM’nin azaltılması konusunda ilerleme sağlıyoruz, önümüzdeki dönemde ilave adımlar atabiliriz.